Archive for the ‘Şiir’ Category

Cahit

Posted: 21 Aralık 2015 in Şiir

Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime…
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.
Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi bir kaç gün gene.
Olur biter
Geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
Olup bitmeyen,
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama
Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana…

Cahit Sıtkı Tarancı

Bağlanmayacaksın

Posted: 17 Aralık 2008 in Şiir
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin O’nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini…
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Can Yücel

Hayat Ağlamaktır

Posted: 13 Eylül 2008 in Arşiv, Şiir


Gülün adı yok bülbülün derdi
Hayal bütün aşklar hepsi rüya
Göster hani kim muradına erdi

Hayat dediğin nedir ki…
Gelip geçen zaman mı
Acılar mı yoksa
Paylaştığın yada paylaşamadığın
Telefonda konuşmak yüzünü görmek
Eline dokunmak mı sevgilinin

Hayat dediğin nedir ki…
Enteresan şeyler mi yapmak
Farklı olmak
Sevmek yada sevilmek mi
Yada ölmek

Söylesene hayat dediğin
Bırakıp girmek mi
yoksa terk edilmek mi

Hayat dediğin ne ki
Yazmak yine yazmak
Ve hep yazmak mı
Bir roman mı hayat
Bir yerlerde yaşanan
Yoksa bir şiir
Kulaklara fısıldanan

Ne ki……. hayat
Sevmek mi sevilmek mi
Yoksa ölmek mi
Özlenmek mi özlemek mi
Bir çocuk mu hayat
Hep gülen her zaman gülen
Yoksa yetim bir aşık mı sevgisinden ayrı düşen
Hayat dediğin bir soluk mu
İlk aldığın yada son verdiğin
Yoksa bir yudum çay mı
Sıcak hep sıcak sımsıcak
Yoksa bir rüzgar mı saçlarını okşayacak
Yoksa bir kaçamak bakış mı
Mevsimlerden bahar mı kış mı
Ne ki
İlk kez ayrılmak mı
son kez unutmak mı

hayat ne demek bunu bilmiyorum
ama şu an benim için hayat
uzaktan tanıdığım birinin ölümünün ardından döktüğüm
aslında kendime olması gereken göz yaşlarımdır.

Hayat ağlamaktır

(Bugün 11 Nisan idi. Saat şu an 01’e yaklaşıyor.
Ağlıyorum.)

Yavuz Mehmet Ertürk(*)

(*)Geçirdiği trafik kazası sonucu uzun süren bir koma döneminden sonra 29 Ekim 2007 Pazartesi akşamı vefat etmiştir….

Son Sardunyalar

Posted: 13 Eylül 2008 in Arşiv, Şiir

Son Sardunyalar
Ah o yazlık sinemalar
Kapı önü akşamları
Saksıda son sardunyalar
Avluda el yazmaları

Ah ne kahraman ne cesur
Ne güzel çocuklardık
Her yeni günü ümitle
Nasıl kucaklardık

Hem utangaç hem hevesli
Mektepli sevgilerdik
Pek kırılgan pek acemi
Bir söyler bin gülerdik

O pürtelaş piyasalar
İlk sevda ilk gözyaşları
Yolları gurbete bağlar
Hep o gönül şarkıları

Ah kaldırımlar biliyor
Bir devir muhteşemdik
Güz güneşinden hüzünlü
İlk yazdan şendik

Söz: Sezen Aksu – Yelda Karataş
Müzik: Ara Dinjian

Her Şey Sende Gizli

Posted: 05 Haziran 2008 in Şiir

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…

Can Yücel